Üniversite adaylarına(YGS, LYS) ve Anadolu Liseleri Ortak Sınavlar adaylarına(TEOG) Rehberlik bilgileri köşesi ;
Kendimizi Geliştirmek için zaman ayıralım(tıklayınız)
Eğitim Hürriyet Gazetesi(tıklayınız)
NTV Eğitim (tıklayınız)
Eğitim Milliyet Gazetesi (tıklayınız)
Eğitim Sözcü Gazetesi (tıklayınız)
Eğitim Cumhuriyet Gazetesi (tıklayınız)
http://www.hurriyet.com.tr/cocugunuza-ders-calisma-aliskanligi-kazandirmanin-yollari-var-40038447
Çocuğunuza ders çalışma alışkanlığı kazandırmanın yolları var Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın - Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi(tıklayınız)
“Hocam hiç ders çalışmıyor. Bir türlü çalışma alışkanlığını kazandıramadık. Bu konuda ne yapabiliriz?” Dış motivasyonu yüksek çocuklar ise, sonuç odaklıdır. Sıkça yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar. Çoğu zaman çabuk sıkılır ve başladıkları işi yarım bırakırlar. Sonu gelmeyen mazeretleri vardır. En tipik özellikleri de bugünün işini bugün yapmaz, ertelerler.
Çocuklara ders çalışma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir? Ders çalışarak elde edilecek ödül uzun vadelidir Hepimizin genel anlamda bir motivasyon tipi var. Bu doğuştan gelir ve kişilik yapımızın da bir parçası. Dolayısıyla çok kolay değişebilecek bir şey değil. Elbette ki, konuya, duruma ve yaptığımız işe göre motivasyonumuz artıp azalabilir. Ancak bu yine de genel motivasyon yapımızla ilgili gerçeği değiştirmez. Yıllar sonrasında elde etme ihtimalimiz olan bir ödül için uzun süre sıkılmayı göze almak beynimizin çok da tercih ettiği bir şey değil. beyin özü itibariyle, “akıl ve düşünme odaklı” olmaktan çok “dürtü ve haz odaklı” hareket etme eğilimindedir. Bu nedenle, doğrularımızdan çok, hata olduğunu bilsek de arzularımızın peşinden gideriz. Çocukların beyni de bundan bağımsız değil. Dolayısıyla, birçok çocuk, ders çalışmanın gerekli olduğunu bilip düşünse de, bunun gereğini yapmaz, yapamaz. Ders çalışma sorunu, anne-babaların ve öğretmenlerin gündemini uzun yıllardır meşgul eden en önemli sorunlardan. Çok az sayıda ebeveyn dışında, genelde en sık dile getirilen şikâyetlerden biri, çocuğun ders çalışmaması ile ilgili. Peki çocuklara ders çalışma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir? Bunun bazı yöntemleri var.alın bölgemizde yer alan prefrontal kortekstir. Prefrontal korteks yaklaşık yirmili yaşlarda olgunlaştığından, duygu ve dürtüleri yönetme becerisi de bu yaşlarda daha gelişir. Yaş küçüldükçe bu kontrolü uygulamak zor olduğundan ders çalışma, odayı toplama, bir görevi yerine getirme gibi sıkıcı sorumlulukları yerine getirmekten kaçış daha yoğun olur.
Çoğu zaman sorunu anladığını sanmak da gerçeği yansıtmıyor. Çocukların tüm eğitim hayatları boyunca yaşadıkları bu sorun, aslına bakılırsa, geçmişte çoğumuzun az ya da çok yaşadığı bir durum. O nedenle, buna gerçekçi bir çözüm üretmenin yolu, öncelikle sorunun ne olduğunu en gerçek şekliyle anlamaktan geçiyor.
http://www.milliyet.com.tr/dil-ogrenmeye-kac-yasinda-egitim-2348546/ (tıklayınız)Dil öğrenmeye kaç yaşında başlanılmalı?(tıklayınız) Prof. Dr. Sinan Canan, “Özellikle 7 yaşına kadar kişi kaç dil öğrenirse onları ana dili gibi kullanabiliyor. 7-10 yaşından sonra ise yeni dili beyin tercüme usulüyle öğreniyor ve ancak 3-4 sene kullanırsa akıcılık kazanıyor” dedi. Dil öğrenmeye kaç yaşında başlanılmalı? Dil konuşarak ve dinleyerek öğrenilir
Toplum olarak yabancı dili algılayışımızda ciddi bir sıkıntı olduğunu da belirten Prof. Dr. Sinan Canan, dil öğrenmek için büyük bir istek duyulması ve çaba harcanması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’de dil eğitiminin sınavlara yönelik olduğunu ve bu nedenle çoğunluğun o dili konuşamadığını kaydeden Prof. Dr. Sinan Canan, yabancı dili öğrenmenin en etkili yolunun konuşmak ve dinlemek olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Dil öğrenmek için öncelikle o dili kullanmaya ihtiyaç duymamız lazım. Bu koşulların sağlanması lazım ki biz ancak o şekilde öğrenelim. Çok ciddi bir duygusal istek yaratmamız lazım. İnsanımız ezberinden birtakım cümleler arayıp İngilizce bildiğini ispat etmeye çalışıyor. Oysa biz dili böyle kullanmıyoruz. Bir sunum yaparken nasıl gerekli kelimeleri arka arkaya dizerek bir Meram anlatmaya çalışıyoruz, yabancı dil konuşurken de aslında bunu yapıyoruz. Bunun için de kafanızın içerisinde üretebileceğiniz kadar üretken bir dile ihtiyacınız var. Dolayısıyla dil eğitimi aslında iletişimle konuşarak ve dinleyerek yapılması gereken bir eğitim biçimi. Okulun dışında İngilizce öğrenmiş kişilerden bir tanesiyim. Kendi hayatımda meraklı olduğum için, gerekli olduğu için bir şekilde dili dışarda öğrendim. Kendi İngilizce derslerimde hep yüksek not aldığım için İngilizce hocalarım beni çalışkan sanırlardı oysa biz dili dışarıdan öğrenerek o sınavları verebiliyorduk. Dili dışardan öğrenenler de benzer yöntemleri kullanıyorlar, örneğin yabancı arkadaş edinen kişiler o dili öğreniyorlar.” Önce konuşmayı sonra grameri öğretmek lazım Yabancı dil öğrenmede sistemin ve ailelerin yapacakları şeylerin farklı olduğunu belirten Canan, “Yabancı dil eğitim sistemini ciddi bir şekilde elden geçirmemiz lazım. Bunu bazı güzel örnekleri bazı okulların hazırlık sınıfında uygulanmaya çalışılıyor. Dili bol miktarda konuşarak pratik üzerinden öğretme ve belli bir aşama geçirdikten sonra yani insanlar sözlü iletişim kurmayı becerebildikten sonra gerekirse yazılı gramer kurallarının öğretildiği sistemler var. Bunlar gerçekten işe yarayan sistemler ve insanlar sadece bir sınavı geçmek için değil, hayatlarını yeni bir dilin eşliğinde idame ettirmek için bu dili öğrenebiliyorlar ve hayatlarında kullanabiliyorlar” diye konuştu.
Evde antrenman yapılmalı
Ailelerin ve eğitimcilerin özellikle gençlere yabancı dilin sınav için öğrenilen bir şey olmadığını, günümüzde vazgeçilmez bir beceri olduğunu kavratmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sinan Canan, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu: “Eğer biz bunu yapamazsak ne kadar iyi bir sistem koyarsak koyalım bu çocuklarımız dil öğrenemeyecek. Dil öğrenebilenler dil konuşabilenler bunu bir şekilde isteyenler oluyor. Gerçekten istekli olanlar okuldaki sistemin olumsuzluklarına rağmen bunu gayet rahat öğrenebiliyorlar. Benim ailelere tavsiyem yabancı dil öğrenilene kadar evde en önemli antrenman hususlarından bir tanesine dönüştürülsün. Bilmeyen anne babalar da öğrenmeye çalışsınlar, bu arada çocuklarına da motivasyon versinler çünkü özellikle genç yaşlarda otomatik olarak dil öğrenebilen bir sisteme sahibiz.”
Konuşma merkezinde sorun yoksa birkaç dil öğrenilebilir
Herkesin farklı ama belli bir öğrenme hızı olduğunu belirten Prof. Dr. Sinan Canan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer bir ana dil konuşabiliyorsanız yani konuşma merkezlerinizde bir sorun yoksa gayet rahat yeni bir dil öğrenebilirsiniz hatta istediğiniz birkaç dili bile öğrenebilirsiniz. Bu konuda hiçbir sorun yok. Beynimizin duygusal bir yazılımı var, biz duygusal olarak bir şeye önem göstermediğimizde beynimiz onunla ilgilenmez, zihnimiz onunla uğraşmaz, odaklanmaz ve onunla ilgili bilgileri kaydetmez. Dolayısıyla biz yabancı dilin önemli bir şey olduğunu gerçekten biliyorsak, bunu içselleştirmişsek öğrenebiliriz. bugün İngilizce öğrenmek için sınırsız kaynak var. İnternet önemli fırsatlar sunuyor. Yurt dışından edinebildiğiniz yabancı arkadaşla sınırsız konuşabilme imkânınız var. Sadece ve sadece bunu yapmak gerekiyor. ‘Bu benim önemli bir eksikliğim’ bilinci oluştuktan sonra tek iş makul düzeyde zaman ayırmaya bakıyor. İngilizce konferans ya da film izleyen çoğu insan o dili rahat konuşamadığından şikâyet ediyor çünkü ağzımızla tekrar etmediğimiz bir şeyi beynimiz çok da kolay öğrenemiyor. Dolayısıyla biraz da konuşma pratiği bu işin içine girdiği zaman günlük hayatımızda işlerimizi rahatlıkla görebilecek temel İngilizce’yi öğrendiğimiz gibi, birçok sınavda da başarı elde etmemizi sağlayacak alt yapıyı kurmuş olacağız.”
Eğlenceli bir aktiviteye dönüştürülmeli
Milli Eğitim Bakanlığı’nın erken dönemde yabancı dil eğitimi konusundaki çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Sinan Canan, “Bakanlığın bu konudaki farkındalığını çok önemli buluyorum. Tabii ki mucize bir çözüm hemen bulunabilecek bir şey değil ama bunun farkında olmamız gelecek için çok ümit verici. Yabancı dil öğrenmek artık ekstra ya da lüks bir beceri değil,‘olmazsa olmaz’. Ben öğrencilerimize mümkünse ikinci bir yabancı dil öğrenmelerini yani üç dilli bir insan olmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bu rekabet dünyasında, bu hızlı bilgi dünyasında özellikle bilim dilinin bugün İngilizce olduğunu düşünürsek yaygın konuşulduğunu düşünürsek insan hayatında çok büyük bir eksiklik. Önemli bir potansiyelimizi kullanmamızın da önünde büyük bir engel. Bence bu konuda ciddi çalışan birçok insan var, akademisyenler olsun, bu işin eğitimini verenler olsun onların toplandığı sık sık yapılacak çalıştaylar ve fikir alışverişleri ile hızlı bir şekilde güzel bir sistem oturtabiliriz. İlkokuldan itibaren elimizde müthiş bir fırsat var. Gereksiz pek çok şeyle vakit harcayabiliyoruz. Yabancı dili eğlenceli, çocukların katılarak ve öğrenmek isteyebilecekleri bir aktiviteye dönüştürecek birkaç sihirli formülü kullanarak çok rahat gerçekleştirebiliriz” dedi.
Etiketler: yabancı dil öğrenme yaşı, dil öğrenme yolları, Meram,bugün,eğitim,fırsat, İngilizce,Milli Eğitim Bakanlığı
Türk Dil Kurumunun Türkçe sözlüğüne erişmek için[tıklayın]
Özdeşlikler
yazan : Matematik Öğretmeni Kemal Türkeli [tıklayınız]
Okul sayesinde , okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki , Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleri ile gelişir. K.Atatürk
Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur. K.Atatürk
SBS veya Üniversite Adayları Sınavınızı önemseyip ne kadar hazırlıklı olursanız sınav başarınız da o oranda olabilir. Sınavlar kendilerini önemseyenleri önemser
Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir davranışı (veya duymak istemediğiniz bir sözü) lütfen karşınızdakine de yapmayınız ( veya söylemeyiniz).
YGS, LYS veya TEOG Adayları için Denenmiş Başarı Yolu 1; Okulda, Test sınavlarında veya yarın çalışma hayatınızda başarılı olabilmeniz için yararlanabileceğiniz başarı yollarından birini anlatacağım. Büyük İngiliz bilim adamı Thomas Huxley “kazanabileceğiniz en değerli karakteristik yapılması lazım geldiği zaman gereken işi ertelemeden yapabilme becerisi geliştirmiş olmanızdır. “ Kendinizi şu 3 şeyi yapmaya zorlamadığınız taktirde başarılı olamazsınız. 1) Yapmanız gereken şeyleri yapın. 2) Bunları yapılmaları gerektiği zaman yapın. 3) Bunları isteseniz de istemezseniz de yapın. Devamını okumak için [ tıklayın ]
www.abbasguclu.com.tr Abbas Güçlü Eğitim alanındaki yılların birkimini gazetedeki gibi sınırlı yer darlığı sorunu olmadan kendi sitesinde Eğitime önem veren okuyucuları ile paylaşıyor.
Mümin Sekman HERŞEY SENİNLE BAŞLAR Yayınevi: Alfa Yayınevi
Kitabı okumanızı öneririm. 2005 yılında ilk kez yayınlanan kitap bugüne kadar 8 kez basıldı ve toplam baskı sayısı 600 000’u ulaştı. Sınavda başarılı olmanız için düşünce sisteminizi nasıl yeniden şekillendireceğinizi anlatan bu harika kitapla Başarınızı şansa bırakmayacaksınız. http://www.alfakitap.com/kitap.asp?id=19&kitapID=3248
Mümin Sekman LİMİT SİZSİNİZ (Kendi kanatlarıyla uçma dersleri , 156 sayfa) Mümin Sekman , “Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez “ ALFA Yayınevi www.alfakitap.com, www.kigem.com, www.muminsekman.com http://www.alfakitap.com/kitap.asp?id=19&kitapID=3556 Önce kendi kanatlarına güven! Büyük başarı kalpten gelir , beyinde büyür, ellerden hayata geçer. Dışımızdaki limitler , içimizdekiler kadar büyür ya da küçülür. Kafesten çıkınca değil, kafesi içimizden çıkarınca özgürleşiriz. Kendi yolundan, kendi kanatlarıyla , kendi hayaline gidenlere Kendi gücüyle nasıl başaracağını anlatan yeni bir “başarı müfredatı”. Başarılı olabilmek için arı gibi çalışmanız gerekir. Konuya olan ilginiz başarılı olabilmeniz için bilgilenme sürecinizi kolaylaştıracaktır. Seçiminiz ne olursa olsun rakipleriniz her zaman olacaktır. Her başarının bir son kullanma tarihi olacağından kendinizi sürekli geliştirmelisiniz. İnsanları üç kümeden birine yerleştirebiliriz. Gerçekten başarılılar, başarılıyım diye geçinenler ve başarılı insanlar yardımıyla geçimini sürdürenler.
Burak Hoca(KILANÇ) YGS, LYS veya TEOG Adayları için önemli tecih bilgilerini veya Meslek seçimi için uyarıları öğrenebileceğiniz güncel sınav kuralları ışığında Lise veya Üniversite seçme veya tercih sırası oluşturma kararlarınıza yardımcı olmaya çalışan önemli bir Rehberlik sitesidir.
Hangi Lise mezunları Hangi Üniversiteyi kazanabiliyor [ tıklayın]
Eğitiminiz boyunca doğru kararlar almanız için( tıklayınız)
Okulda ve Sınavlarda ÜSTÜN BAŞARI ‘yı Stres Altında Ezilmeden Prof. Acar Baltaş yazdı. Öğrendiklerinizi unutmamanız için gerekli tekrar aralıklarını da bu kitapta bulabilirsiniz. Remzi Kitabevi 254 sayfa olan kitabın 23.basımını yapmıştır. SBS veya YGS, LYS adayı tüm öğrencilerin kitabı okumalarını öneririm.[tıklayınız] http://www.acarbaltas.com/kitaplar_detay.php?id=5 (tıklayınız) Prof.Acar Baltaş'ın sitesi [tıklayınız]
Sadece Aptallar 8 saat uyur (Erdal Demirkıran, 335 sayfa,
www.kashna.com , İstanbul / Yeşilköy ) Aklı başında olan hiçbir insan, ömrünün üçte birini yastığa bağışlamaz.
Yaratıcı Düşünme nasıl olur?[tıklayınız] http://www.yaraticidusunme.com/
Genç Türk Bilim kadınlarına Burs desteği ; http://www.lorealbilimkadinlari.com/
Kişisel Gelişim Yayınları'nın İnternet Adresleri Mümin Sekman Web Adresi: http://www.muminsekman.com/
KİGEM - Kişisel Gelişim Merkezi Web Adresi: http://www.kigem.com
Bir insanı ölçmenin gerçek kriteri onun kesinlikle kendisine hiçbir iyilik yapma şansı olmayan birine nasıl davrandığına bakmaktır. (SAMUEL JOHNSON)
Hangi limana gideceğini bilmeyene hiçbir rüzgardan hayır gelmez (SENECA)
Adam Dediğin Benim Gibi olur
Erdal Demirkıran KASHNA Kitap ağacı Erdal Demirkıran 271 sayfa http://www.kashna.com
Erdal DEMİRKIRAN’dan MASALLAR
113 sayfa 58 masaldan oluşuyor.
İstanbul /Yeşilköy 212.573 34 53 www.kashna.com
ben dünyanın en akıllı insanıyım
Erdal Demirkıran KASHNA Kitap ağacı 292 sayfa
http://www.kashna.com
İFLAS ETMENİN YOLLARI Erdal Demirkıran
KASHNA Kitap ağacı 316 sayfa http://www.kashna.com
LYS, YGS veya TEOG Adayları için Denenmiş Başarı Yolu 2 ; Okulda, Test sınavlarında veya yarın çalışma hayatınızda başarılı olabilmeniz için yararlanabileceğiniz başarı yollarından birini anlatacağım. Unutmayın ki kullandığınız veya ihtiyaç duyduğunuz hemen her şey başkalarının düşüncelerinin veya çabalarının bir sonucudur. Doğal olarak siz yiyeceğinizi , giyeceğinizi, evinizi , eşyalarınızı , arabanızı, işinizi , gelirinizi sağlamak işinde etkin rolleri olan binlerce insandan sadece birkaçını yakından tanıyorsunuz. Dikkatinizi şuna çekmek istiyorum. Başkalarının yardımı hizmeti veya işbirliği olmadan pek az şeyi başarabilirsiniz. Bunun için başarıya erişmenize yardım edecek insanlara ulaşmanız gerekiyor. Genelde insanlar kümesini dört alt kümeye ayırabiliriz. 1.Her şeyi başaran… YAPANLAR 2.Her şeye itiraz eden veya her şeyi engelleyen…YAPMAYANLAR 3.Her şeyde başarısızlığa uğrayanlar …YAPAMAYANLAR kümesi. 4.Diğer Karşılaştığınız insanların YAPANLAR, YAPMAYANLAR veya YAPAMAYANLAR kümelerinden hangisinin elemanı olduklarını DİKKATLİ bir GÖZLEMLE kolayca ayırt edebilirsiniz. Karşılaştığınız insanların hangi gruptan olduklarını anladıktan sonra size başarıya ulaşabilmeniz için yardım edebilecek insanların hangileri olduğunu anlıyabilirsiniz. Seçmeniz iş arkadaşı ve olanakların elverdiği ölçüde dostluğunuzu geliştirmeye özen göstereceğiniz, iletişim kurmaya ,erişmeye çalışacağınız insanlar her şeyi başaran… YAPANLAR kümesinden olanlardır. Diğer insanları da görmemezlikten gelmemelisiniz. YAPMAYANLARIN düşmanlıklarını kazanmaktansa dostluklarını kazanmaya çalışınız. YAPAMAYANLARA ise cesaret vermek veya onlara yardım etme yolunu seçiniz. Kaynaklarınızı iki katına çıkartabilmeniz için yapanlar kümesinden Akıllı ve anlayışlı bir insanın dostluğunu kazanın. Eğer akıllı ve işbirliği yapmaya hazır yeni bir dost daha bulduğunuz taktirde kaynaklarınızı üç misline çıkarmış olursunuz. Genelleştirirsek YAPANLAR kümesinden on arkadaş edinirseniz kaynaklarınızı bir piramit haline sokar etki alanınızı ve gücünüzü on katına çıkarmış olursunuz. Her iş veya organizasyonun en başındaki kimselerin onların oraya çıkmasında yardım etmiş olan ve onların orada zirvede kalmalarını sağlayan etkin ve yetkin dostları vardır. Çağdaş iş ve çağdaş yaşam insanlardan oluşmuş karmaşık bir sistemdir. Öyle ki her birimizin isteyerek veya istemeyerek birbirimizin başarısına olumlu veya olumsuz yönde katkıda bulunma olasılığımız vardır. Bu nedenle de yapanlar kümesinden en az bir arkadaşı olmayan yalnız insan çekildiği sıcak kozasında çok gerilerde kalmaktadır. SBS ile Fen veya Anadolu lisesi kazananlar veya LYS ile yüksek puanlı bir Üniversitenin bir Fakültesini kazanırsanız ortak anılarınız olabilecek YAPANLAR kümesinden arkadaşlarla tanışma, dostluğunuzu geliştirme olasılığınız da artacaktır. İşte başarılı olmanın ilkeleri bu kadar basittir. Başka denenmiş bir başarı yolunda söyleşmek üzere hoşçakalın. Başarınıza katkıda bulunmam dileğimle. Başarı gölgeniz gibi büyük bir tutku ile hep peşinizden gelsin. Sevgilerimle www.kemalturkeli.com, www.atakoygazete.com.tr, www.benidahilet.org Rehberlik köşesi yazarı Kemal Türkeli
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Arkadaşının kim olduğunu söyle nasıl biri olduğunu söyleyeyim. Cervantes
Ana-babalarımız tesadüfle, arkadaşlarımız seçimle kazanılır. Delille
PSİKOLOJİK DANIŞMA Merkezi : İstanbul Bakırköy ; www.mavinoktapdr.com
İstanbul Bakırköy Ataköy 9.kısım ÖZGÜR BİLGE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ; www.ozgurbilge.com
LYS, YGS veya TEOG Adayları için Denenmiş Başarı Yolu 3 ; Okulda, Test sınavlarında veya yarın çalışma hayatınızda başarılı olabilmeniz için yararlanabileceğiniz başarı yollarından birini anlatacağım. Unutmayın ki kullandığınız veya ihtiyaç duyduğunuz hemen her şey başkalarının düşüncelerinin veya çabalarının bir sonucudur. Psikolog Dr.Emile Cove bütün hastalarına şu manevi reçeteyi önerirdi.”Daima yapmanız gereken şeyin kolay olduğunu düşününüz. Gerçekten de öyle olduğunu zamanla göreceksiniz.” Daima başarıya erişmenin KOLAY olduğunu düşünün. Çünkü gerçek olanı da böyledir. Herkes insanı başarıya ulaştıran Denenmiş başarı yollarını anlayabilir, öğrenebilir ve yaşamına uygulayabilir. Başarı şimdi nerede olduğunuza bağlı değildir. Başarı hangi hedefe doğru gitmekte olduğunuza bağlıdır. Kısaca başarı şimdi ne olduğunuza bağlı değildir, başarı ne olmaya başladığınıza bağlıdır. Kolaylıkla sözcüğü “tembelce” veya “kayıtsızca” veya “yoğun düşünce ve çaba olmaksızın” anlamında değildir. Çünkü “tembelce” veya “kayıtsızca” veya “yoğun düşünce ve çaba olmaksızın” başarıya erişemezsiniz. Veya başka bir örnek verirsek Üniversite adaylarının çoğunluğu “ben Üniversiteyi kazanabilecek kapasitede bir öğrenci değilim” önermesi yerine “ben dilediğim Üniversiteyi kazanabilecek kapasitede bir öğrenciyim, İstediğim Üniversitenin istediğim Fakültesini kazanarak başarılı olacağım” önermesini amaç olarak sık sık tekrarlamalıdırlar. Çünkü İnsan beyni nasıl düşünmekte ise koşulları düşüncesine göre sürekli değerlendirir. Günde en az 100 kez bu önermeyi içtenlikle kendi kendinize tekrarlayınız. İtici bir kuvvetin sizi başarıya yönlendirmekte olduğunu şaşırarak fark edeceksiniz. Kısaca bir bilgisayar gibi bilinçaltınızı olumlu düşüncelerle programlamaya önem verin. O da olanakları bu amaca göre degerlendirerek bilincinizi hep amacınız yönünde etkileyecektir. Ve sonuçta başarı ayağınıza geliverecektir. O halde haydi işbaşına YGS, LYS veya TEOG ile başarılı olabilmek için iş başına, bilinçli yoğun ders çalışmaya başlayın. Yolcu yolunda gerek. Gelecek yazımda başka bir denenmiş Başarı yolu üzerine konuşmak üzere. Hoşçakalın. Başarınıza katkıda bulunmam dileğimle. Başarı gölgeniz gibi büyük bir tutku ile hep peşinizden gelsin. Sevgilerimle www.kemalturkeli.com, www.atakoygazete.com.tr, www.benidahilet.org Rehberlik köşesi yazarı Kemal Türkeli
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA VE DİKKATİ YOĞUNLAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ; (tıklayınız)
I - BAŞARI İÇİN İLK ADIM Sevgili gençler istediğiniz performansı gösteremediğiniz zamanlar olmuştur. Duygusal sorunlarınızın yoğun olması, çalışırken gereksiz ayrıntılara dalmanız, çalışma ortamınızın şartlarının iyi olmaması, düzensiz ve amaçsız çalışmanız, yoğun sınav kaygınız veya bedensel bir rahatsızlığınızın olması gibi nedenler sizin başarınızı etkilemiş olabilir. Sınavlar sizin performansınızı ne kadar iyi ortaya koyduğunuzu göstermektedir. Girdiğiniz sınavların amacı ise mesleki kimliğinizi geliştirmeyi, kendinizi yeni bilgilerle donatmayı ve bu bilgileri yararlı bir şekilde kullanabilmeyi içerir. Oysa ki, bazıları için sınavlar bir savaş gibi yaşanır, sanki başarılması gereken zorundalıklardır. Zorundalıklar aslında birer mecburiyettir. Omuzlarda taşınan bir yük gibi yaşandığından geçirilen süreç de daha gergin ve streslidir. Sürecin sonu başarı ile tamamlandığında yükün ağırlığından kurtulma huzuru dışında hiçbir haz alınmaz, mutluluk kısa ve anlıktır. Sınav sonrasında kişi tüm başarılarını gözardı ederek başka zorundalıklara doğru çabalamaya yönelir. Doyum olmadığı için başarının hazzı çabuk tükenir. Başarısızlık durumunda ise kişi büyük hayal kırıklığı yaşayıp, başkalarına, hayatıyla ilgili daha fazla hesap verme davranışına girişir. "Ben bunu başarmak zorundayım" yaklaşımında başarısızlık olduğunda "eyvah, ben şimdi ne yapacağım" kaygısı kişiye egemen olur. Kendini sanki birilerine hesap verecek gibi hisseder. Kendi özbenliği tehdit altındadır, kendi kendini değersizleştirerek sorunla başetme gücünü azaltır. Oysa, yaşam sizin yaşamınızdır ve bundan kimseye hesap vermeden sadece ve sadece siz sorumlusunuzdur. Başarılarınızın değerlendirilmesi sadece dışardeki insanların onayına göre olduğunda, kendinize inancınızı bir kenara bıraktığınızda ufak bir başarısızlık sizin aşırı etkilenmenize neden olacaktır. Oysa, "ben bunu yapmak istiyorum" cümlesi bu gücü kendi içimizde hissetmenize yardım eder, kimseye hesap vermeden, kendi sorumluluğunuzu ve yaşamınızı kendi ellerinize bırakır. Kendinize güveninizi güçlendirir. Yaşanan süreci sadece ders çalışma olarak daraltmadan, zevk alarak yaşamayı sağlar. Unutmayın, nereye koşturuyoruz! Başarısızlıklarda ise, olgunlukla kabul edebilme, eksikleri gözden geçirme, başarısızlık nedenlerini fark ederek sonrasında neler yapabileceğimizi, kendimizi suçlamadan düşünme fırsatını verecektir ve olumsuz durumları yaşama olasılığını en aza indirecektir. Oysa keşkelerle uğraşmak, kendimizi yermek, başetme gücümüzü düşürür. Boş verip gözardı etmek veya yaşanılanlardan sürekli başkalarını sorumlu tutmak ise sorunların yenilenmesine neden olacaktır ve sıkıntılar hep devam edecektir. Ders başarınız mesleki kimliğinizin bir ögesidir ve kişisel kimliğinize güç katar. Başarısızlığınız ise tüm yaşamınız, tüm kimliğiniz demek değildir. Yaşamınıza ve yaşadıklarınıza sahip çıkmaya başlamak için bugün belki uygun bir gün olabilir. Bu adımda dersler için sizlere yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bazı öneriler sunuyoruz. Hepsini uygulayabilmeniz zor ama bu önerilerden size uygun olanları seçerek deneyebilirsiniz.
II - VERİMLİ ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ 1. Öncelikle yapmayı planladığınız işle ilgili çalışmanızın amacını ve sonunda gerçekleştirilebilecek bir temel hedefi saptamalısınız. Dünkü hedefinizin ne olduğunu bilmek sizin bu işe güdülenmenize yardımcı olacaktır. 2. Çalışma sırasında tek bir şeye dikkatinizi vermelisiniz bu da sizin ele aldığınız konu olmalıdır. 3. Konuya merak duymaya çalışınız. Bazen hiç hoşunuza gitmeyen dersler olabilir, o dersin ne kadar sevimsiz ve zor olduğu yönünde odaklaşmak yerine konunun veya o dersin sevilecek yönlerini belirleyebilirsiniz. Çünkü insan nefret ettiği dersi çalışmak istemez, zor gibi görünsede, istenirse her dersin sevilecek bir yanı bulunabilir. 4. Programladığınız çalışmaya başlamadan önce o saatler için ulaşılabilir bir hedef seçmeli ve hedefi gerçekleştirmeden çalışmayı bırakmamalısınız. (Örneğin: Anatomiden mastoid kemiği çalışacağım gibi). 5. Zor parçaları, dikkati dağıtan parçaları anlamlı küçük bölümlere ayırarak çalışmayı denemelisiniz. 6. Çalışmaya başlamadan önce tüm gerekli malzemeleri yanınızda bulundurun. Böylece sürekli yerinizden kalkarak dikkatinizi dağıtmazsınız. Masa başında çalışmaya özen gösteriniz. Çünkü yatarak çalışmak uykunuzu getirecektir. 7. Dikkatiniz sık sık dağılıyorsa bunu toplamanın bir yolu; çok dikkat isteyen bir ortamda olduğunuzu düşünmenizdir. (Örneğin: kendinizi, önemsediğiniz bir hocanın dersinde olarak düşünün). 8. Kendinize güven duymalı ve sık sık geçmiş başarılarınızı kendinize hatırlatmalısınız. Unutmamalısınız ki, kendi gücünüzü kıracak sözler sizi bir yere götürmeyecektir. Kaygılarınızı daha çok arttırıp başarısız olmanıza neden olacaktır. (Örneğin; şimdi ben ne yapacağım, başaramayacağım, karıştıracağım gibi olumsuz sözler yerine, dikkatimi derslerime vermek istiyorum, kaldığım yerden başlayabilir, elimden geleni yapabilirim diyebilirsiniz.) 9. Dikkatiniz çok çabuk dağılıyorsa yazarak ve not tutarak, şekil çizerek çalışmayı denemelisiniz. 10. Dikkatinizin dağılmasını önlemenin bir yolu da hedefinizi bir kağıda yazıp karşınıza koymanızdır. Bu sizi motive edecektir. 11. Sürekli hayal kuruyorsanız bunu dersin sonuna erteleyiniz. Bunu beceremiyorsanız hayalinizi sonuna kadar götürüp bitiriniz ve sonra derse geri dönünüz. Hayaller yarım kaldığında sürekli tekrarlanmak eğilimindedirler. 12. En iyi öğrenme 20 dakika ile 40 dakika arasındadır. Çalışmanızı tamamladıktan sonra 10 dakika tekrar yapıp mutlaka 10 - 15 dakika dinlenme molası vererek diğer çalışacağınız konuya geçmelisiniz. 13. Sabah saatleri, zihnin en açık olduğu saatlerdir. Bu saatlerde zorlandığınız derslere çalışmalısınız. 14. Unutma en az uykuda olmaktadır, bu yüzden çalışmanız bittikten sonra10 dakika tekrar uyuyun. Ertesi sabah 15 dakika tekrar yaparak öğrenmenizi iki misline çıkarabilirsiniz. 15. Tekrarlarınızı, çıkardığınız ders notlarından yapınız. Eğer derslerde not tutmadıysanız ya da eksikse, ilk tekrarda not çıkarınız. Notları kendi kelimelerinizle ifade edip yazınız, böylece daha kalıcı olacaktır. 16. Öğretmen olsaydınız ne gibi sorular sorardınız, tahmin ediniz. Üst sınıflardan sınavla ilgili bilgi alınız. 17. Çalışırken özellikle kavramları iyi anlamaya çalışınız. 18. Zayıf taraflarınızı anlayabilmek için geçmiş sınavlardaki başarısızlık nedenlerinizi bulmaya çalışınız. 19. Sınav zamanı; konunun isim, tarih, terim ve tanım gibi belleme ile ilgili ağır basan taraflarını bırakmalısınız. Son tekrarı gece uyumadan önce yapıp sabah bir kez daha tekrar etmenizin yararı çoktur. 20. Kendinize bir çalışma planı oluşturmaya çalışınız.
III- ÇALIŞMA PLANININ HAZIRLANMASI Sevgili gençler, başarılı olabilmenin anahtarı iyi bir çalışma proğramı hazırlamaktan geçer. İyi bir program hazırlarken; 1. Hangi derse, hangi saat dilimlerinde çalışacağınızı belirleyiniz. 2. Belirlediğiniz saatlerde hangi dersin konularına çalışacağınızı planlayınız. 3. Dersi okuyarak mı, özet çıkararak mı, altını çizerek mi, örneklerle mi çözeceğinizi, nasıl çalışacağınızı belirleyiniz. 4. Plana, dinlenme ve tekrar saatlerinizi de yazınız. 5. Çalışma programı yaparken veya tekrar yaparken arka arkaya benzer dersleri çalışmamaya özen gösteriniz. (Sözel bir ders çalıştıktan sonra, araya sayısal bir ders koyunuz.) 6. Planda daha önce belirttiğimiz gibi çalışma süresi 1 ders için en fazla 40 dakika olmalıdır. 7. Planda bir dersin geçmiş konularının tekrarı için haftada 1 saat ayrılmalıdır. 8. Eğer zamanınız darsa, programınızı tam olarak uygulama olanağınız yoksa "olmazsa olmaz" önem derecesine göre çalışmalısınız. 9. Çalışma planı, ortaya çıkabilecek yeni durumlar nedeniyle esnek olmalıdır. Ayrıca günde 1 saat ders çalışabilen bir öğrencinin 5 saatlik ders çalışmayı hedeflemesi gerçekci değildir. Kendisi için en iyi anladığı, çalışabileceği zamanı ve süreyi belirleyerek planı hazırlamak verimli olacaktır. 10. Çalışma planını hazırlamak sizi; - Kararsızlıktan kurtarır - Zamandan tasarruf sağlar - Kendinize güveni yükseltir -Kendiniz için boş zaman ve dinlenme süreleri yaratarak sıkılmadan işlerinizi yapmanıza yardımcı olur.
IV- OKUYARAK ÖĞRENME Şimdi sizlerle, okuyarak çalışırken nelere dikkat etmeliyiz, bir de bunu gözden geçirelim; 1. Konunun aklınızda kalmasını istiyorsanız okuduğunuz bölümde yeni ve bilmediğiniz sözcükleri öğreniniz, hatta kitaba not alınız. 2. Sessiz ve dudaklarınızı oynatmadan, geri dönüşler yapmadan, gözlerinizle ve zihninizle okuyunuz çünkü bu zaman kaybını önler. 3. Okumaya sizi en çok rahatlatan dersten başlayabilirsiniz. 4. Ders çalışırken önce konunun tümünü, sonra her bölümü ayrı ayrı okumak en sonunda da, konunun tümünü tekrar okumak öğrenmenizi kolaylaştıran bir yoldur. Size kitaptan okuyarak öğrenmenizi kolaylaştıracak bir yöntem sunmak istiyoruz. Bu yöntem 4 basamaktan oluşmaktadır. Şimdi bunları birlikte inceleyelim. I. Basamak İZLE: Okuduğunuz bölümün genel fikir ve anafikrini kavramak için 5 dakika göz gezdirin, bu göz gezdirmede; - Alt başlıklar - Koyu renk veya büyük harfli yazılar - Şekil, grafik ve resimlerin altyazıları - Pragrafların ilk ve son cümleleri - Varsa özete bakınız. II. Basamak SOR: Bu basamak bölümün hangi amaçla okunacağı konusunda sorular hazırlamak ve neleri öğrenmek istediğinizi belirlemek içindir. Bu yüzden; - Tanımlarla ilgili sorular - Benzerlik ve farklarla ilgili sorular - Dersin konusuna göre ne, nasıl, nerede ve ne zaman, kim gibi soru zamirlerini kullanarak hazırlanan sorular - Örneklerle ilgili sorular sorunuz. - Alt başlıkları, koyu renk basılmış yerleri soruya çeviriniz. III. Basamak OKU: Hazırlanmış olan sorulara cevap olacak şekilde kitabınızı okuyarak bir karta ya da deftere yanıtları yazınız. Sorular 1. 2. 3. Cevaplar 1. 2. 3.
IV. Basamak ANLAT: Sadece karta ve notlara bakarak önemli noktaları ve anahtar kelimeleri kullanarak konuyu anlatınız. Anlatırken önce soruyu sorup sonra cevabını veriniz. Bu aşama 5 dakika sürmelidir (tekrarları yüksek sesle yaparsanız daha yararlıdır). V. Basamak TEKRARLA: Hafızada bütünüyle yapılacak tekrar 5-10 dak. sürer. Unutulanlar daha sonra yeniden gözden geçirilir. Öğrendiğinizden emin olmanız için sorunun anafikri, anahtar kelimeleri çağrıştırması ve cevabı zincirleme hatırlatması gerekir. Bu yöntemle bir bölüm 20-40 dakikada tamamlanır. Sevgili gençler, ders içinde etkili öğrenmenin yolları; İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu ; www.anadolubil.edu.tr
BUGÜN BAŞARI IÇIN NE YAPABİLİRSİNİZ? | | | | | Başarmak, amaca uygun sonuç almaktır. | | Başarmak, amaca uygun sonuç almaktır. Yasal ve ahlaki limitleri aşmadan sonuç almaktır. Hiçbir açıklama, özür veya gerekçe başarı kadar başarılı değildir. Amaca ulaşmak için aştığınız engellerin sayısı, başarınızın büyüklüğünü belirler. Nereye geldiğinizden daha çok, nereden yola çıktığınız önemlidir. Vehbi Koç Rahmi Koç'tan hep daha başarılı bulunuyor, çünkü o "sıfırdan" yola çıktı. İnanın bana, hayatta büyük işler başarmak için en şanssız durum, ülkenin en zengin adamının çocuğu olarak doğmaktır. İnsanlar engeller yüzünden başarılı olamadıklarını düşünürler oysa asıl yürünen bir yolda engel yoksa o yolun sonunda başarı yoktur. www.kigem.com
|
LYS, YGS veya TEOG Adayları için Denenmiş Başarı Yolu 4 ; Okulda, Test sınavlarında veya yarın çalışma hayatınızda başarılı olabilmeniz için yararlanabileceğiniz başarı yollarından birini anlatacağım. Unutmayın ki kullandığınız veya ihtiyaç duyduğunuz hemen her şey başkalarının düşüncelerinin veya çabalarının bir sonucudur. Üzerinde duracağım başarı yolu, size bazı şeylere “Hayır” demenizi önermektedir. Çünkü biliyorsunuz , dünyamızda doğru olan ve yapılması gereken milyonlarca konular olabilir. Fakat sizler yapabileceğiniz veya konuşabileceğiniz şeylerin oluşturduğu kümenin çok büyük bir alt kümesine sesli olarak değilse bile , içinizden “Hayır” diyebilmelisiniz. Hiçbirinizin yapılması gereken bütün işleri yapmak için zamanı ve gücü yoktur. Sizler yapılması gereken işler kümesinin sadece bir alt kümesini yapabilirsiniz. Örneğin başarılı bir Doktor ve bir Pilot olmanız zordur. Denenmiş başarı yolu şunu öneriyor. 1. Genellikle “Hayır” deyin. 2. Pek ender olarak “Evet” deyin. Bu başarı yolunu açıklayayım. Düşüncelerinizi, zamanınızı ve çabalarınızı sadece o tek esas gayenize(Üniversite veya Anadolu Lisesi kazanmak gibi) yöneltmelisiniz. Sizden istenebilecek her şeyi başarılı olarak yapabilme olasılığınız düşüktür. Harvard Üniversitesinin ünlü psikoloğu William James’in dile getirdiği gibi “inanç gerçeği yaratmaktadır.” Yani insan düşünmediği veya istemediği bir şeyi gerçekleştiremez. Başarılı olabilmek için sonuca erişmeniz gerekmekte olup bütün dikkatinizi sadece elde etmek istediğiniz hedefinize yoğunlaştırmanız , bunun dışında kalan yüzlerce başka şeyi de aynı güçle istememeniz ve onları yapma isteğinize de güçlü olarak Hayır diyebilmelisiniz. Onun için önerilebilecek değerli birçok şeye “hayır” diyebilmelisiniz. Zira bunlar hedefiniz olan asıl gayenize erişmek için yapmanız gereken çalışmalarla bağdaşmazlar. William James size “dikkatinizi sadece elde etmek istediğiniz şeyin üzerinde yoğunlaştırmanız gerektiğini “ önermektedir.Bu uyarı amacınız dışındaki işlere zaman veya enerji harcamanız istenildiğinde genellikle “Hayır” demenizi önermektedir. Başarılı bir insanın hayatını anlayabilmek için , sadece onun neleri yaptığını değil , onun bilerek isteyerek bilinçli olarak neleri yapmadığını da bilmemiz gerekir. Bildiğiniz gibi bir insanın vücudundan veya kafasından alınabilecek şeylerin üst limiti sınırlıdır. Amacınız için uygun olmayan şeyleri yaparak veya izleyerek zamanınızı harcamaktan kaçınmalısınız. Sonuçta da akıllıca bir yol da izlemiş olursunuz. İyi yapabileceği şeylerden en iyisini seçen ve bunu azimle başarmaya çalışan bir öğrenci en akıllıca yolu seçmiş olacaktır. Bilinçaltınızı bir tek hedefe erişecek şekilde programlarsanız o da tepki olarak aynı amaç için rehberiniz olacaktır. Yani siz bir an için hedefinizi unutacak olsanız bile beyniniz sizi hedefinize göre hemen yönlendirecektir. Ayrıca unutmayınız ki dikkat bölünemez. İnsan aynı anda 2 farklı problemi çözemez. Hedefinizi birden çok seçecek olursanız herhangi birinde başarılı olabilmek için ortalama enerjiniz azalmış olacaktır. Bu da sizi hedefinizde yüzeysel bir başarıya götürecektir. Karşınıza çıkacak ilgisiz birçok şeye “Hayır” diyerek başarıya giden yolu kendinize açmış olacaksınız. Bu denenmiş başarı yolunu uygulayarak 2010 YGS, LYS veya SBS sınavlarınıza girinceye kadar başka olaylara zaman ayırmaya genellikle “Hayır” deyin. Örneğin bilgisayar oyunu oynama isteğinize hayır diyebilmelisiniz. Boş vakitlerinizi değerlendirerek hayatta başarılı bir öğrenci olamazsınız. Gelecek yazımda başka bir denenmiş Başarı yolu üzerine konuşmak üzere. Hoşçakalın.
Başarınıza katkıda bulunmayı dilerim. KEMAL Hoca : 0536.5118400 Başarı gölgeniz gibi büyük bir tutku ile hep peşinizden gelsin. Sevgilerimle www.kemalturkeli.com, www.atakoygazete.com.tr, www.benidahilet.org Rehberlik köşesi yazarı Kemal Türkeli
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
HIZLI OKUMABir resme, bir karikatüre bakarız ama bir yazıyı okuruz. Aslında ikisi arasında bir fark yoktur. Gözümüz şekilleri görür, beyin de değerlendirir. Ancak okumayı öğrenmeye başladığımızdan beri edindiğimiz ve hemen herkeste bulunduğu için farkına varamadığımız bazı alışkanlıklar nedeni ile okuma hızımız, insanın sahip olduğu kapasiteye göre hayli yavaştır.
İnsanlar sadece göz ve beyin arasında olması gereken okuma işleminin arasına bazı lüzumsuz alışkanlıklar katarlar. Kimi duyulacak şekilde (özellikle çocuklar) sesli okur, kiminin okurken dudakları kıpırdar, kimileri ise yazıyı içinden kelime kelime okur.Bütün bu kötü alışkanlıklar okuma süresince ekstra bir güç sarf ettirdiğinden okurken çabucak yorulmaya da sebep olurlar. Halbuki okuma sırasında ağız, dil, dudak, damak ve gırtlak gibi organların çalışmalarına hiç gerek yoktur. Yavaş okumamızın birinci nedeni gözümüzün görme alanını iyi kullanmamamız yani okurken her kelimeye tek tek bakmamızdır. Bu şekilde normal bir satın okumak için gözümüzü 8-12 kere hareket ettirmemiz gerekir. Halbuki gözümüzün bir bakışında birden fazla kelimeyi görebildiğimizden aynı uzunluktaki bir kelimeyi 2-3 göz harekeli ile okumamız mümkündür. Günümüzün baş döndürücü temposunda yavaş okuyarak zaman kaybetme lüksümüz yoktur, örneğin 400 sayfalık bir kitapta yaklaşık 9 6 bin kelime vardır. Bu kitabı dakikada 150 kelime okuyan bir kişi 10 saatte, 500 kelime okuyan 3 saatte, bin kelime okuyabilen ise 1,5 saatte bitirebilir. Basit fakat disiplinli bir eğitimle kazanılacak zaman muazzamdır. Okumamızı yavaşlatan en önemli psikolojik etken ise hızlı okursak anlayamayacağımızı zannetmemizdir. Etrafındakilerden sürekli 'tane tane oku' veya 'yüksek sesle oku' direktiflerini alan bir çocuğun bu alışkanlığı zamanla kökleşmiş hale gelir. Halbuki dakikada 6 bin kelime okuyarak küçük yaşta üniversiteye giden Mariel Aragon ve dakikada 2 bin 500 kelime okuyarak ABD'yi yöneten John Kennedy hızlı okuyarak daha iyi anlamanın mümkün olduğunun kanıtlarıdır. Süratli okuma teknikleri ise paragraf okumak, sütun okumak, çapraz okumak gibi çeşitlidir. Bunların içinde anlama bakımından sütun okuma en etkin olanıdır. Bu teknikte 3-4 kelimelik dar bir sütunu okuyorsanız, sütunun ortasından bir doğru boyunca sözleri aşağıya doğru kaydırmak yeterlidir. Devamlı bir çalışma sonunda sütunu tamamıyla anladığınızı göreceksiniz. Daha geniş sütunlarda da yine aynı şekilde ancak her satırda kelimeleri birer atlayarak yani 4-5 kelimelik bir satırda ikinci ve dördüncü kelimeleri okuyarak sütunu taramak yeterli olmaktadır. Gözler diğer kelimelerin resimlerini çekecek ve beyne ileteceklerdir. Çok fazla kişisel yetenek gerektirmeyen hızlı okuma tekniği ile okumak, konsantrasyonun yanında kültüre ve sürekli egzersiz yapmaya da bağlıdır. Tüm bu koşulları sağlayanlar rahatlıkla dakikada 600 -800 kelime okuma seviyesine çıkabilmektedirler.
| http://www.turkceciler.com/Dersnotlari/hizli_okuma_teknikleri_2.html http://www.hizliokuma.org/ http://www.kozayayin.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=668&Itemid=1 |
http://giris.dershanemyanimda.net/hizliokuma.asp
Zekâyı geliştirmek için etkili yol: Günlük tutmak(tıklayınız)Yrd. Doç. Dr. Faruk LEVENT - Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Zekâyı geliştirmek için etkili yol: Günlük tutmak Türk romanının önemli isimlerinden Ayşe Kulin, bir söyleşisinde hayatındaki en büyük pişmanlıklarından birinin günlük tutmamak olduğunu belirterek, “Hayali yazarken yani hatıralarımı, hep hatırlayabildiğim kadarlarını yazdım. Tabii yazarken baktım o tarihlerde neler olmuş; bazı şeyleri gözümün önüne getirmeye çalıştım. Ama kendi ifademle tutulmuş notları daha çok tercih ederdim, o zamanki duygularımı taşıdığı için” demiş ve eklemiş: “Genç kuşağa en önemli tavsiyem düzenli olarak günlük utmalarıdır.” Çağdaş çocuk edebiyatımızın öncülerinden biri olan Mustafa Ruhi Şirin, ‘Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun’ adlı kitabında yazdığı dördüncü şiirde çocuk için hayal gücünün çok önemli olduğunu belirtir ve hayal gücünü ikiz kardeş olarak tanımlar: “Çocuk hayal gücü ile büyümektedir. Hayaller onu büyütür, geliştirir. Hayalin yanında ilham da hayatın yardımcısıdır. Önemli olan onu çağırmasını bilmektir. Hayal bu anlamda ilham kaynağıdır. Hayal adeta çocuğun kurtarıcısıdır; onu yalnızlıktan kurtarır ve göklere açılmasına ve kâinat kitabını okumasına vesile olur.”
Ünlü Alman fizikçi Albert Einstein, “Hayal gücü her şey demektir. Sizi bekleyen güzelliklerin bir fragmanı gibidir. Hayal gücü bilgiden bile daha önemlidir” diyerek zekânın gerçek göstergesinin bilgi değil hayal gücü olduğunu ifade ediyor. Zira bilim, sanat ve teknoloji alanında hayatımızı kolaylaştıran çok sayıda ilerleme, hayal güçleri zengin olan insanlar sayesinde gerçekleşti. Dolayısıyla çocukların eğitiminde sadece bilgi yüklemek yerine onların kendilerini ifade edebilecekleri aktivitelere yönlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada ‘günlük tutma’nın değeri ortaya çıkıyor. Çünkü günlük tutmak; hayal gücünü, muhakemeyi, dil becerisini ve hafızayı güçlendirmesi bakımından zekâyı geliştirmenin en etkili yollarından biri.
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, “her gün yaşananları, olayları ve anıları bir deftere yazmak” şeklinde tanımlanan günlük tutmak, bireyin yaşadıklarını gözden geçirmesi ve kendi kendini değerlendirmesidir. Bir başka ifadeyle günlük; varlık nedenimizi, nasıl bir insan olduğumuzu ve hayatta neleri iyi yaptığımızı,neleri yanlış yaptığımızı bize hatırlatan bir anı defteridir. Bu anlamda günlük tutmak, insanın kendini daha iyi tanımasını sağlayarak farkındalık düzeyini arttırıyor ve mantıklı kararlar vermesini kolaylaştırıyor. Günlük yazan bireyler, yaşadıklarını ve deneyimlerini kendi ifadeleriyle organize ederek yazı dili ile biçimlendiriyorlar. Birey, yazma becerisini kullanırken zihninde yapılandırdığı verileri inceleme, gözden geçirme, sorgulama, ilişkilendirme, kontrol etme gibi işlemlerle yeniden düzenliyor. Bir başka ifadeyle yazmak; amaca uygun kelimeleri seçmeyi, bunları yerli yerinde kullanabilmeyi, dilin işleyiş düzenine uygun cümleler kurabilmeyi ve cümleleri farklı amaçlara uygun olarak biçimlendirmeyi gerektiriyor. İkinci bellek işlevi görüyor
Günlük tutmak bir bireye; en derin düşüncelerini, duygularını ve endişelerini cümlelerle kendini ifade etme ve daha sonradan yeni baştan inceleme fırsatı veriyor. Dolayısıyla günlük tutmak yaşanılan olayların unutulmasını önleyerek yaşanılanların hafızalarımızda daima tazeliğini korumasını sağlıyor. Bu özelliğinden dolayı günlük, ikinci bir bellek işlevi görüyor. Zekâ kavramı ile ilgili birçok bilim adamı farklı tanımlamalarda bulunuyor. Zekâ genel olarak düşünme, akıl yürütme, muhakeme, hafıza, mantık kurma ve sonuç çıkarma gibi yeteneklerin bütünü olarak açıklanabilir. Thurstone’a göre zekâ, her biri diğerlerinden farklı bir zihin gücü gerektiren yeteneklerin bileşiminden oluşur. Zekâyı oluşturan bu temel yetenekler şunlar: Sözel yetenek: Okuduğunu anlama, cümleleri düzenleme, sözel muhakeme ve kelime hazinesi gibi yetenekler.
Kelime akıcılığı: Belli bir sürede belirli türden çok sayıda kelime bulabilme. Bellek: Anlamsız şeyleri sayısal, sözel ve şekilsel sıraları ve materyalleri ayrıntıları ile hatırda tutabilme gibi faktörleri içine alır. Mantıksal düşünme (muhakeme): Mantıklı düşünebilme ve usa vurma gücü. Algısal yetenek: Karmaşık bir nesnenin ayrıntılarını görebilme; benzerlikleri ve farklılıkları çabuk ve doğru olarak algılayabilme. Yer-Mekân ilişkileri: Bir nesnenin görünmeyen yönleri ile birlikte uzaydaki çeşitli durumlarını tasarlayabilme, hayal edebilme, göz önünde canlandırabilme, yer-mekân ilişkilerini algılayabilme gibi yetenekler. Sayısal yetenek: Basit aritmetik işlemleri çabuk ve doğru olarak hesaplayabilme.
Yukarıda yapılan açıklamalara dayalı olarak günlük tutmanın, Thurstone’un belirlediği zekâyı oluşturan yeteneklerin (sayısal yetenek hariç) gelişimini doğrudan desteklediğini söyleyebiliriz. Zekânın en önemli özelliği geliştirilebilir olmasıdır. Dünyaya gelen her çocukta zekâ kapasitesi belli oranda mevcuttur; fakat bu kapasitenin açığa çıkması, uygun çevresel koşullara ve doğru aktivitelere bağlıdır. Çocukların günlük tutma alışkanlığına sahip olması, zekâ gelişimleri açısından çok faydalıdır. Bu yüzden ebeveynler olarak onlara bu alışkanlığı kazandırmaya çalışmalıyız.
Kendinizi geliştirme sürecinde bir yol Haritası oluşturmak için Kariyer Planlamanın ilk adımlarını okuyun,
KARİYER
PLANLAMANIN İLK ADIMLARI (tıklayınız)
Özellikle endüstri devrimi sonrası
hayatımıza giren kariyer kavramının, günümüz toplumlarında bireyin yaşamının
odak noktalarından biri haline geldiğini söyleyebiliriz. Önceleri sadece yaşamı
devam ettirme adına yapılan işler, şimdilerde bireyin kimliğinin bir parçası
olmuş durumda. Dolayısıyla, çalışanın kendini çalıştığı kurum ve yaptığı işle
ifade etmeye başladığı bir süreç yaşıyoruz. Çünkü meslek seçerken sadece
ekonomik getirilerini düşünmüyoruz artık. Bunun yanında o mesleğin veya işin
bireyin kendini gerçekleştirmesine katkılarını da düşünüyoruz. Bu da
kariyer planlamanın önemini ortaya koyuyor.
Kariyer planlamaya değinmeden önce, kariyer
kavramını tanımlamak gerekir. Kariyer en temel anlamıyla, bireyin iş
yaşantısıyla ilgili attığı her adımı içeren ve yaşam boyu devam eden bir süreç
olarak nitelendirilebilir. Bu noktadan hareketle, aldığımız ilköğretim ve lise
eğitiminin de kariyerimizin basamakları olduğu söyleyebiliriz. Elbette, bu
süreçte çoğumuz bu şekilde düşünmüyoruz. Genelde üniversite yaşantısıyla
birlikle, seçilen meslek ve alanın kariyerimizin bir ilk adımları olduğunu
düşünüyoruz. Çoğu zaman duyarız; “ben matematikten öğrendiğin örneğin logaritma
konusunu hayatımda hiç kullanmayacağım.”
veya “Edebiyat Bilgileri
gelecekte ne işime yarayacak” diyen öğrencilerle karşılaşırız. Bu da kariyer
olgunluğunun henüz yeterince gelişmediğini gösterir.
Peki, kariyer olgunluğu ne demektir?
Kariyer olgunluğu, bireyin yaşına uygun kariyer kararları vermeye hazır olması
ve kariyer gelişimine katkıda bulunacak sorumluluklarla baş edebilmesi olarak
tanımlanabilir. Bu noktada şuan 17–18 yaş grubunda olan ve YGS ve LYS’lere
girecek, kariyerinin aslında en temel ve somut adımlarını atacak olan
öğrencilerimizin kariyer olgunluğu ne düzeydedir bunu sorgulamak gerekir.
Başarılı bir kariyer planlaması kariyer olgunluğu ile direk olarak
ilişkilidir. Yapılan araştırmalar da kariyer olgunluğunun istenilen ve bireyi
mutlu eden bir kariyer elde etmesi ile ilişkili olduğunu
göstermiştir (Powell & Luzzo, 1998) Çünkü kariyer olgunluğu yüksek
olan bireylerin kariyerlerine karar verme sürecinde farkındalıklarının yüksek
olduğu, alternatif olanakları düşünen ve bunun için gerekli adımları atan
bireyler olduğu görülmüştür.(Savickas,1990).
Kariyer olgunluğunun kariyer planlama ile
ilişkisine değindik. Peki kariyer planlama nedir? Kariyer planlama,
bireyin kariyer hedeflerini oluşturması ve bu hedeflere ulaşması için
gerekli bilgi ve becerileri kazanmak amacıyla uygun eğitim ve gelişim
olanaklarını belirlemesi süreci olarak tanımlanabilir. Kariyer planlama süreci
kişinin mesleğine karar vermesi, iş bulması, işi daha iyi yapabilmek adına
kendini geliştirmesi, olası iş değişiklikleri
(bazen bir kez bazen daha
fazla olabilir) ve hatta emekliliği de içerir. Tanımdan yola çıkarak az çok
sistemli kariyer planlama sürecinin lise bitimi ve üniversiteye giriş
aşamasında netleşmeye başladığını söyleyebiliriz. Çünkü öğrenci bu süreçte
alacağı eğitime karar verir, mesleki olarak nerde olmak istediğini düşünür.
Bunu biraz bilinçli biraz da bilinçsiz şekilde yapar. Lise bitiminde yapacağı
mesleğe karar vermek zorunda kalır istese de istemese de. Eğer bilinçli,
kariyer olgunluğu yüksek bir öğrenci ise, ilerde başarılı olacağı mesleğe seçme
olasılığı yüksek iken, kariyer olgunluğu yeterince gelişmemiş ise daha belirsiz
bir süreç yaşama ihtimali yüksektir. Bu belirsizlikle içinde iyi bir üniversite
ya da bölüm kazanabilir ama gerçekten kendi istediği bir alanda eğitim alıp
almadığı önemli. Kariyer olgunluğu yeterince gelişmemiş ise ve böyle bir karar
vermesi gerekiyorsa, ilerde bireyin yaşayacağı iş değişiklikleri, alan
değişikleri oranı artar diyebiliriz. Çünkü zamanla kazandığı olgunluk kendi
kariyer yolunu bulmasını sağlayacaktır. Bu değişiklikler bireyler
tarafından pek de sevilmez ve mutsuzluk yaratır. Aslında, bunu çok da olumsuz
değerlendirmemek gerekir. Çünkü her yaşta birey kariyerine yeni bir yön
verebilir ve yeni bir başlangıç yapabilir. Bu da kariyer yönetimi kavramını
aklımıza getiriyor. Kariyer yönetimi, bireyin belirlediği kariyer planını
gerçekleştirmek için ortaya koyduğu stratejiler bütünüdür ki bu stratejiler
kariyer hedeflerine göre değişebilir.
Ülkemizde kariyer planlamasının en somut
adımının üniversiteye giriş sınavıyla gerçekleştiğini yukarıda belirtmiştik.
Bundan önce, 9. sınıf sonunda yapılan alan seçimi öğrencilerin genel olarak
hangi alanlara yönelebileceklerini belirliyor. Bu süreç, öğrenciler ve
ebeveynler açısından zorlu bir dönem. Henüz kariyer olduğuna ulaşmamış
bireylerin zorunlu bir seçimle belli alanlara yönelmesini 9.sınıfta yapılan bu
alan seçimi belirliyor. Bu nokta da öğrencilerin kariyer olgunluğuna erişmesini
sağlayacak çalışmalara önem verilmesi ülkemizdeki eğitim hedefleri açısından
önemli. Özellikle yeni sınav sistemi ile birlikte alanlar arası uçurumun
azalması öğrencilerin doğru kariyer hedeflerine yönelmelerini kolaylaştıracak
bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bilinçli veya bilinçsiz seçilen
alanlarına mahkûm olmalarını engelleyen bir sistem sunuyor bize. Bu da
öğrencilere kariyer hedeflerini değiştirebilmeleri olanağını sunuyor.
Dolayısıyla, birey bu süreç içinde kendine en uygun alanı seçebilirse erken yol
almaya başlar ama doğru alanı bulamamış olsa bile her şey bitmiş değil.
Üniversite yıllarında kendini geliştirdiği alanlar, iş hayatında kendine
kattıklarıyla yeni bir kariye planı yapması mümkün. Kariyer planlaması için
hiçbir zaman geç değildir. Yeter ki ne istediğinizi bilin.
Günümüzde meslekler arası sınırların
belirsizleştiği de bir gerçek. Öğrenci hangi alanda eğitim alırsa alsın kariyerine
bulunduğu noktadan itibaren farklı bir yön çizebilir. İş dünyası kendini her
açıdan geliştiren çalışanlara ihtiyaç duyuyor ve öğrenmeyi öğrenen bireylerle
çalışmayı uygun buluyor. Bu da, farklı bir eğitim geçmişine sahip olsa bile
bireye kariyerini tamamen değiştirebilme fırsatı sunuyor. Bu yüzden de bireyin
sınavla yerleştiği bölüm onun kaderini belirlemeyebilir eğer isterse.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: başarılı
bir kariyer için erken atacağınız adımların sizi başarıya götürme olasılığı yüksek
fakat hiçbir zaman doğru alana yönelmek için geç değildir. Size en uygun olan
alan en başarılı olacağınız alandır.
Fen Bilimleri Dershanesi Kadıköy-4
Rehber Öğretmeni - Neslihan Yaşar
KENDİNİ DEĞERLENDİRME ENVANTERİ ;Kendinizi Değerlendirme envanteri sorularını cevaplayın kendinizle ilgili bilgi edinin (tıklayınız)
Öğrendiğimiz Bazı bilgiler kazandırdıkları kadar kaybettirdikleriyle de hayatımızı biçimlendirirler.
Bazı kişiler başına gelenlerin üzüntüsü ile yetinmez , gelebilecek olan bela çeşitlerini de hayal ederek , dertlerini çoğaltırlar.
Çoğu kişi başkalarını küçümsemeden sahip olduklarının keyfini çıkaramaz nedense.
Öğrenmek istemediklerimizi hiçbir zaman öğrenmeyiz.
Neden, Nerede, Ne zaman, Nasıl olmuş, Ne olmuş? sorularını sürekli sorarak yanıtlarını bulmaya çalışanlar bilgiler arasındaki neden- Sonuç bağını da geliştiririler.
Sayfa 9; Doğanın muazzam kitabının dili matematiktir. Galileo Sayfa 14; Matematiksel çalışmanın en önemli sonucu, öğrencilerin düşünmesini sağlamaktır. John Wesley Young Sayfa 19; Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. Mark Kay Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir. Leonardo da Vinci Olumsuz düşünceleri zihinsel canavarlar halini almadan önce yok edin. Anonim
Sayfa 52; Neyi Aradığını bilmeyen, onla karşılaşsa da onu bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard Sayfa 53; Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin(dinleyicilerinin) anlayabileceği kadardır.Mevlana Sayfa 54; Güçlükler başarının değerini artıran süslerdir. Moliere Sayda 57; Bu sorunun çözümünde bir bütün parçalarının toplamına eşittir mantık kuralını kullandık. İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir. Andre Gıde Sayfa 63; Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir adamın tembelliğinden daha iyidir. G. Gracıan Sayfa 64; İyi bir kafaya sahip olmak yetmez; mesele onu iyi kullanabilmektedir. Rene Descartes Sayfa 65; En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır. C. Floru Sayfa 42; Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır. Balzac Sayfa 159; Başkalarına yardımcı olmak için elinize her zaman büyük fırsatlar geçmez, ama küçük fırsatlar her gün çıkar. Sally Koch Sayfa 170; Güçlükler(SBS sınavı) başarının değerini artıran süslerdir. Moliere Sayfa 172; Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın. Theodore Roosevelt Sayfa 181; Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir. Sokrates Sayfa 192; Başkalarından daha akıllı olmaya çalış, yalnız amacını kimseye söyleme. Lord Chesterfield Sayfa 193 ; İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir. Goethe | |
Sayfa 194 ; Yalancının cezası kimsenin kendisine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır. Bernard Shaw | |
Sayfa 195 ; Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstesinden gelebilirler. Napoleon | |
Sayfa 196; Hayattan korkmayın çocuklar. İyi ve doğru şeyler yaptığınız zaman yaşamak öyle güzel ki… Dostoyevski Sayfa 197; Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; insan gibi kardeşçe yaşama sanatını. M. Luther King Sayfa 197; Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma. Benjamin Franklin Sayfa 198; Kaderimizi kontrol eden üç karar vardır: 1. nelere odaklanacağımıza(TEOG) karar vermek. 2. bir şeyin(TEOG) sizin için ne anlam taşıdığına karar vermek. 3. istediğiniz sonuçları yaratmak(çok net çıkarmak) için ne yapacağınıza karar vermek. Anthony Robbins Sayfa 199; Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur. Sartre Sayfa 200 ; Hayatta en büyük isteğim, kendime yapabileceğimin en iyisini yaptıran biri olmaktır. |
|